9 Haziran 2010 Çarşamba

Umut..

Haksızlıklar hayatın her döneminde bizimle.Ama bu günlerde gerek benim için gerekse çevremde gözlemlediğim haksızlıklar bende biraz bardağı taşırdı doğrusu.

Öncelikle büyük çoğunluğu memleketini bırakarak taşı toprağı altın denilen fakat 2 günlük sağnak yağmurda tüm dereleri taşıp mazgalları tıkanan Kültür Başkentinde üç kuruş para kazanmak adına hayatından olan ve 3 evladını babasız bırakan Belediye işçisine rahmet diliyorum ama ateş düştüğü yeri yakıyor.Bu denli bir doğa olayının bir ailenin hayat akışını tamamen tersine çevirmesi akıl alır gibi değil..

Benim de başıma gelen duyarsızlık bir arkadaşa yapılan haksızlığı öğrenmemle beraber (verdiğim örnekle kıyas kabul edecek gibi olmasada)beni sinirlendirdi doğrusu..

Bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığıyla dostluk,arkadaşlık,eşitlik kavramlarını unutan insanlara yazık diyorum ama maalesef mecburen onların insiyatiflerini başkasını böcek yerine koyarak kullanmalarına seyirci kalıyorum.Hayatın her döneminde,kişisel ilişkilerden aile,iş,toplum ,hatta ülke ve dünya ölçeğinde haksızlıklara uğramak mümkün.Hakkını aramak sonuna kadar peşine düşmek ise çoğu zaman sonuç getirmiyor.Böyle genellemelerin gerçekliğini düşündükçe umudum azalıyor.

Umarım bu olumsuzlukların sıcaklığının etkisiyle bunları yazıyorumdur,umuyorum herşey bu kadar imkansız değildir.

Umutsuzca umuyorum...

2 yorum:

  1. maalesef 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' diyen o kadar çok insan var ki çevremizde..
    ve sanırım onlar seyrederken haksızlıklarla tek başımıza mücadele etmeye devam:(

    YanıtlaSil
  2. Evet ruhum maalesef böyle.

    YanıtlaSil