Hafta sonu benden beklenmeyecek kadar yoğun ve dolu doluydu.İşyetrinden bir arkadaşın
nikahına katılsım,sinemaya gittim,şarap ve limonçello eşliğinde dost sohbetiyle cumartesi
akşamı geçirdim ve finalde cirque du soleil muhteşem gösteriyi izledik...Bu arada kızlarımın
yüzme kursunu ve anne ziyaretini atlamadık,evi bile şöyle bir toparlayıp ütü yapabildim...Hepsi
muhteşemdi (evi toparlamak hariç tabii) yeni haftaya hazırım...
Gittiğim film Kaçış Planı.Zaten hayranı olduğum aktör Russell Crowe başrolde.Doğrusu filme
gitmemdeki ana sebep buydu konusunu klasik bir dram sanmıştım.Russell Crowe için değer
diye düşündüm.Ama özellikle 2.bölümdeki aksiyon ve yanıltmacalar filmi farklılaştırmış.Kaliteli
bir yapım.Özellikle yerli filmlerin konusunu oluşturan ilişkilerde kadın mı aldatır,erkekmi daha
çok gözü dışardadır gibi tartışmaların saatlerce konuşulduğu bugünlerde bu film farklılığını
ortaya koymuş.Filmde karısı cinayetten hapse atılan bir adamın bir yandan 6 yaşındaki oğluna,
bir yandan hapisteki eşine sahip çıkması,diğer yandan karısını hapisten çıkarmak için insanüstü
çaba sarfetmesi ve ailesini tekrar birarada tutma çabası anlatılıyor.Filmin 2008 yapımı başka bir
Fransız filminden alıntı olduğu (Aşk Uğruna) konuşulsa da ailenin ve gerçek bağlılığın ne
olduğunu ülkemize hatırlatma adına zamanlaması güzel bence.
28 Şubat 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)